M.Ö.334’te Büyük İskender’in İzmir’e
gelmesiyle hakimiyet Makedonya Krallığı’nın eline geçer.
M.Ö.133-M.S.395 yılları arasında Roma
İmparatorluğu’yla İzmir’in en parlak dönemi yaşanır.Roma’nın ikiye ayrılmasıyla
İzmir Bizans hakimiyetine girer.
XI.yy’da Türklerin Anadolu’da ilerlemeleri,
1081’de Çaka Bey’in İzmir’i alması İzmir’in tarihinde yeni ve kısa süreli bir
dönemi başlatmıştır.Çünkü 1097’de İzmir tekrar Bizans’ın eline geçecektir.
XIII.yy’da İstanbul’u işgal edip burada bir
Latin İmparatorluğu kuran Haçlılar’dan kaçan Rumlar,İznik Rum İmparatorluğu’nu
kurarak Haçlılar’ın ele geçiremediği İzmir’i kendilerine bağlarlar.
XIII.yy’ın ikinci yarısında Türkmen Beyleri
kaybettikleri İzmir’i geri almak için tekrar çalışmalara başladılar.Kısa sürede
Batı Anadolu, Aydınoğlu Mehmet Bey’in egemenliğine girdi. Aydınoğlu Mehmet Bey
İzmir’in yönetimini oğlu Umur Bey’e bıraktı.1320’de Umur Bey İzmir’in hakimi
oldu.1348’de Haçlılarla girdiği bir mücadele sırasında Umur Bey alnına saplanan
bir ok ile şehit olmuştur.Bu olay sırasında bir bölümü Haçlılar’ın eline geçen
İzmir,Gavur İzmir ve Müslüman İzmir olmak üzere ikiye ayrılmıştır.Gavur İzmir
on yıl kadar Rodos Şövalyeleri’nin elinde kalmıştır.
1390’da Yıldırım Bayezıd’ın Batı seferi
sırasında Müslüman İzmir Osmanlı egemenliğine girer.(İzmir’de ilk Osmanlı
yöneticisi Kara Subaşı İbrahim Ağa’dır.)İzmir’de 12 yıl süren Osmanlı
hakimiyeti Timur’un Ankara galibiyetiyle sona ermiştir.Anadolu’da siyasi
birliği bozan Timur İzmir’in yönetimini tekrar Aydınoğulları’na
bırakır.Aydınoğulları’nın bölgedeki otoritesizliğinden yararlanan Subaşı
İbrahim oğlu Cüneyt Bey 1413’e kadar İzmir’in yönetimine hakim olur.Fetret
Dönemi’nin ardından tahta çıkan Çelebi Mehmet İzmir’e gelerek Cüneyt Beyi
esir,İzmir’i zapt eder.1420 yılında çıkan Şeyh Bedrettin isyanının etkileri
İzmir’e kadar uzanmıştır.
1671’de İzmir’e gelen Evliya Çelebi,
Seyâhatname’sinde İzmir’i uzun uzadıya anlatır.XVII ve XVIII.yy’da İzmir çok
canlı bir ticaret merkezi haline gelmiştir.
1809-1816-1826 yıllarında yayılan veba
salgınıları ve 1846-1850-1851 depremleri yaşamı olumsuz yönde etkiler.
1901’de İzmir Saat Kulesi’nin,1907’de Asansör
Kulesi’nin,1912’de İzmir Milli Kütüphanesi’nin yapımı başlamıştır.
SAAT KULESİ
ASANSÖR
MİLLİ KÜTÜPHANE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder